11 Nisan 2014 Cuma

Gezgin Kitap Kardeşliği Okuma Etkinliği #1 Masumiyet Çağı 5.Gün:Film Yorumu--->Bir Kitap Delisinin Günlüğü+Okur Yazar


Etkinliğimizin son gününü kitabımızın filmini izleyen Bir Kitap Delisi ve Okur-Yazar'ın yorumlarıyla kapatmak istedik.

Bakalım film için neler demişler?




İçime bildiğin fil oturdu. Film bitiminde (elbette kitapta da) düşündüğüm şey aynen bu oldu. Masumiyet Çağı etkinliğimiz sayesinde 1993 yapımı bu Amerikan filmini izlemiş oldum. Kitabın üstüne filmi izleyince daha iyi oldu aslında. Her ne kadar genelde kitap uyarlamaları güzel olmasa da bu bildiğin kitabı izlemek gibi oldu. Çok ciddiyim gayet başarılı bir yapımdı. Neredeyse her sahnede kitabı okuyormuş gibi hissettim. Oyuncuların buna etkisi çok büyük tabii ki. Newland Archer’ı benim çok karizmatik bulduğum Daniel Day-Lewis canlandırıyor. May rolünde Makas Eller ve Dracula’dan tanıyabileceğiniz Winona Ryder, Olenska rolünde güzeller güzeli Michelle Pfeiffer yer alıyor. Filmin konusuna geçeceğim şimdi. Ondan sonra tüm sinirimi aktardığım spoilerlı yorum var. Newland Archer, hayatının aşkı olan May’i nişanını erken duyurmak için ikna etmiştir. Ama tam o sırada May’in kuzeni Olenska  gelmiş, üstünde olan skandaldan dolayı da gündeme bomba gibi düşmüştür. Nişan açıklamasının pek takılmaması da Archer’ı sinir etmiştir. Archer her ne kadar Olenska’ya ilk başlarda sinir olsa da çekimine kendini kaptırmıştır. Yani bildiğiniz sırılsıklam aşık olmuştur. Şimdi geriye tek bir soru kalmıştır. Katı kuralların hüküm sürdüğü bu toplulukta May ile mi evlenecek, yoksa sevdiği kadınla uzaklara mı gidecektir?
-Spoiler- Toplum yüzünden kavuşamayan aşıkların hüzünlü hikayesini anlatıyor film… Toplum dışında, evleneceğin kızın kuzenine aşık olmakta var tabii! Archer bir avukat olarak, Olenska’nın boşanma işlemlerine bakması için çağrılıyor. Ne kadar kadın özgürlüğünden yana olsa da Archer, Olenska’yı bu işten caydırıyor. Aralarında başlayan aşk kıvılcımlarını görmezden gelip, May ile ilişkisine devam ediyor. Ta ki Kont Olenska’nın karısını geri istediğini duyana dek. Aşkları ne kadar karşılıklı olursa olsun, Olenska bu durumu kabullenemiyor.  Yani onu reddediyor.  Archer ne kadar Olenska’yı severse sevsin gidip May’le evleniyor. Kız sana açık açık demedi mi eğer Olenska’yı seviyorsan benim yüzümden ondan vazgeçme diye? Ehhh o zaman niye gittin de evlendin be adam? Evlenemeyeceğini söyle git uzaklara, al yanına Olenska’yı. Kimin haberi olacak ki? Şimdi ben buna nasıl sinir olmayayım… Evlendikten sonra da May’de bazı değişiklikler oldu elbet. Hani şu her denileni kabul eden kadınlara döndü. Kendi fikirlerinden yoksun… Archer’ın hiç istemediği biri olup çıktı yani. Yine de Archer eline fırsatlar geçse bile May’i bırakamadı. En büyük nedeni ise May’in ona hamile olmasını söylemesiydi. Buradan sonra da zaman hızla geçti. Çocukları oldu, büyüdüler, evlendiler. May zatürreeye yakalandıktan sonra öldü… Archer her ne kadar Olenska’yı sevse de May’in ölümü onu gerçekten üzdü. Henüz 57 yaşında olan Archer, oğlunun isteği üzerine yanına gitti. Oğlunun Madam Olenska ile görüşeceğini öğrendi. Meğersem çocuk (çocuk dediğime bakmayın koskoca adam) olayları zaten biliyormuş. Annesi May ölüm döşeğinde onu yanına çağırıp anlatmış. “Babanıza güvenin,” demiş “Ondan istediğimde en sevdiği şeyden vazgeçti…” Archer ne yazık ki Olenska’nın evinin önüne gitse bile içeri girmiyor. İşte içime film oturdu dememin nedeni bu.  Ne olurdu içeri girseydin de mutlu olsaydın. Bizim de içimize fil oturmazdı Archer…
-Spoiler- Bu da böyle bir filmdi işte. İzlemenizi tavsiye ederim. Film 139 dakika sürüyor. Ben bazı işlerim çıktığından birkaç yere yarım bırakmış olsam da bitirdiğim için oldukça memnunum. 


Bir kitabı okuduktan sonra eğer filmi varsa onu izlemek benim için hep büyük bir zevk olmuştur. 
Bu nedenle Masumiyet Çağı'nın filmi olduğunu keşfettiğimde kendimi altın bulmuş gibi hissettim.

Elbette film uyarlamaları biz okurlara her zaman o kadar da cazip gelmez ancak bu film karakterleri, mekanları, kostümleri, olay örgüsü ve replikleriyle bana film gibi değilde sesli kitap geldi. Ancak izlenebilir türden :D

Jenerikle başlamak istiyorum yoruma. Konudan bahsetmeyeceğim çünkü hem Bir Kitap Delisi anlattı hem de ben kitap yorumunda bundan bahsettim :)

Öncelikle jenerik yaklaşık 3 dakikaydı ve bu bana biraz uzun geldi. İzlerken baya sıkıldım. Ancak film başladığında opera sahnesiyle jenereği tamamen unutmuş oldum.

Gerçekten güzel olmuştu. Localar ve operada sergilenen gösteri birebir aynıydı. Repliklerde öyle.

Bir kere filmde tek bir replik bile değiştirilmemiş. Hatta üzerine bir de bize kitapta replik değilde yazarın anlatımından verilen yerler dış ses olarak okunmuş. Bu bence New York sosyetesinin temel yapısını filmi izlerken de anlamamız için önemli bir unsurdu. 

Archer'a yine sinir oldum yine sinir oldum. En başta May May May! diyip dururken ve Olenska'yı kötülerken bir anda Ellen Olenska'ya böyle aşık olması ve May'in saf, iyi, güzel ama boş bir kız olmasının onu rahatsız etmesi sinir bozucuydu. Erkek değil misiniz işte!

Winona Ryder bence May için çok uygun bir oyuncu olmuştu. Michelle Pfeiffer zaten benim çok sevdiğim oyunculardan biridir. Onu en son Tim Burton'ın Dark Shadows filminde izlemiştim ve yine çok beğenmiştim. Ellen Olenska rolünü de çok iyi oynadığını düşünüyorum. Ellen, gençliğinde çok güzel olmasına rağmen güzelliğini kaybeden biri olarak anlatılmıştı. Bence Michelle Pfeiffer yıllandıkça güzelleşen kadınlardan. :D Olgunluk yakışıyor o kadına gençlik değil. bu yönden de Ellen'la bütünleşmişti.

Dönem çok iyi yansıtılmıştı. Kitapta 1900'lü yılların başlarına şahit olduk biz. At arabalarıyla ulaşım sağlanırken motorlu taşıtlara geçildiği bir döneme ve bence her detay güzel işlenmişti. Her şey kafamda canlandırdığım gibiydi.

Ancak Archer ve Ellen'ın öpüşme sahnesi için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Sanki öpüşmek istememişlerde hadi rol icabı mecbur öpüşüverelim demiş gibilerdi :D Çok güldüm :D

Bu güzel filmi, kitabın hemen arkasına okumanızı öneririm :) Çok etkileneceğinizi garanti ediyorum :)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder